Şapka ve Kıyafet Devrimi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, halkın kılık ve kıyafetinin düzenlenerek batı ülkelerindeki normlara uygun hâle getirilmesi için 1925 ve 1934 yıllarında çıkarılan iki kanunla yapılan düzenlemedir. Atatürk Devrimleri'nin bir parçası olan bu kanunla ile, başlık olarak sadece şapka takılması düzenlenmiş, belirli tipte kıyafetlerin giyilmesi ise yasaklanmıştır.
Şapka Kanunu Şapka Kanunu, 28 Teşrinisani (Kasım) 1341 (1925) tarihli ve 671 No'lu Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun).
Mustafa Kemal Atatürk ülke halkını her alanda çağdaş ve uygar düzeye çıkarabilmek için değişiklikler tasarlarken, dış görünüşüyle de bunu vurgulaması gerektiğine inanıyordu. 25 Ağustos 1925'te Kastamonu'ya yaptığı bir gezide başına şapka giyip, "Buna şapka derler" diye halkı şapka giymeye özendirmesinden sonra, 25 Kasım 1925'te şapka giyilmesi hakkındaki kanun çıkarılıp, dinsel giysilerle sokakta gezilmesi yasaklandı.
1925 - Şapka giyilmesi konusundaki kanun, TBMM'de kabul edildi. Kanun, 28 Kasım'da yürürlüğe girdi. Kanun kabul edilirken, Rize'de şapka ve diğer inkılaplara karşı gösteriler yapıldı. Göstericilerden 8'i idama mahkûm edildi.
Kıyafet Devrimi Kıyafet devrimi ile birlikte, kadınlar çarşaf giymekten vazgeçerek, modern kadın elbiseleri giymeye başladılar. Erkekler ise fes yerine şapka giymeye başladılar.
Atatürk, 23 Ağustos 1925’te Kastamonu ve İnebolu’ya yaptığı seyahatlerde şapkayı halka göstererek giysi devriminin ilk işaretini verdi. “Biz her nokta-i nazardan medeni insan olmalıyız. Fikrimiz, zihniyetimiz, tepeden tırnağa kadar medeni olacaktır. Medeni ve beynelmilel kıyafet milletimiz için layık bir kıyafettir onu giyeceğiz.” diyen Atatürk, 27 Ağustos 1925’te de İnebolu’da “Turan kıyafetini araştırıp ihya eylemeye mahal yoktur. Medeni ve beynelmilel kıyafet bizim için, çok cevherli milletimiz için layık bir kıyafettir.” diyerek, medeni yaşayışa uyan kıyafetin kabulü gerekliliğini belirtmiştir. Atatürk’ün uyarması üzerine 25 Kasım 1925 tarih ve 671 Sayılı Şapka Kanunu çıkmadan önce vatandaşlar şapkayı giymiş ve bu yenilik, medeni kıyafet değişimi olarak halk arasında iyi karşılanmıştı. Bundan sonra, 3 Kasim 1934 'deki kiyafet kanunu ile cüppe ve sarık giymek yasaklanmış, bu kıyafetleri giyme hakkı yalnız din adamlarına tanınmıştı.
Konya, Maraş, Giresun, Rize, Erzurum, Kayseri gibi şehirlerde halkın şapkaya direnmesi buralarda gezici İstiklal mahkemelerinin dolaşmasına sebep oldu. Bu mahkemeler sadece Erzurum’da 30 kadar idam hükmü verdi.
Manager