Tekke, tarikat mensuplarının oturup kalktıkları, zikir ve ibadet ettikleri yer, dergâh.
Atatürk, Kastamonu’da 30 Ağustos 1925’te söylediği bir nutukta türbedarlıkların, tekkelerin ve zaviyelerin kapatılacağının ve tarikatların kaldırılacağının işaretini verdi: "Ölülerden medet ummak, medeni bir cemiyet için, şindir(lekedir). Efendiler ve ey millet, biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar memleketi olamaz. En doğru en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır."
30 Kasım 1925 tarihinde yürürlüğe giren 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler ile Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlar ile Bazı Ünvanların Men ve İlgasına Dair Kanun ile tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması kabul edilmiş ve bazı geleneksel ünvanların kullanılması yasaklanmıştır. Kanun, bütün tarikatlarla birlikte; şeyhlik, dervişlik, müritlik, dedelik seyitlik, çelebilik, babalık, emirlik, halifelik, falcılık, büyücülük, üfürükçülük, gaipten haber vermek ve murada kavuşturmak amacıyla muskacılık gibi, eylem, unvan ve sıfatların kullanılmasını, bunlara ait hizmetlerin yapılmasını ve bu unvanlarla ilgili elbise giyilmesini de yasaklamıştır.
Tarikatların Türkiye'de yasaklanmasından sonra, aralarında tarihsel yapıların da bulunduğu tekke ve zaviyeler boşaltıldı, içlerindeki bir kısım mallar çalındı, bunların bazılarının binaları yıkılmaya bırakıldı. Osmanlı döneminde felsefesi, müzik ve süsleme sanatları, mimarisi ve adabıyla toplumda yer edinmiş olantasavvuf ve tarikat kültürü şehir hayatı dışına çıkarıldı. Tarikatların bir kısmı faaliyetlerini gizlilik içinde günümüze kadar sürdürdürdüler. Bunların bazıları, başka ülkelerde (özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika'da) şubeler açtı. Türkiye'de zaman zaman tekke ve zaviyelerin yeniden açılması için talepler dile getirilse de, bu konuda kamuoyunda bir fikir birliği sağlanamamıştır.
Manager